TEVHİDİN MERKEZİ EHLİBEYT
'BEN İLMİN ŞEHRİYİM ALİ KAPISI DIR'

Peygamberimize ve Ehl-i Beyt’ine atılan iftiralar-3

(Bahaeddin Nakşibendi’n en meşhur talebesi ve halifesi Muhammed Parisa’nın, Ali Hüsrevoğlu tarafından tercüme edilen, Erkan yayınları tarafından çıkarılan ‘Tevhide Giriş’ adlı kitabındaki, Peygamberimize ve Ehl-i Beyt’e attığı iftiralara yer vermiş. Bende bu iftiraları gerçeklerle ortaya koyup, anlatmaya devam ediyoruz.)      
İFTİRA -4 Muhammed Parsa şöyle yazıyor;
“Fatıma’dan rivayetle göre Resulüllah (sav) Ali’ye şöyle demiştir; Benden sonra bir zümre türeyecektir ki, onlara Rafızi denecektir. Onları nerede bulursan öldür. Çünkü onlar müşriktirler. Alametleri de şudur ki, Ebu Bekir’e ve Ömer’e sebb-ü şetm’ (sövüp, sayma) ederler.” (Muhammed Parsa s. 495)
GERÇEK -4
Hz. Fatıma (a.s), hilafetin gaspının hemen akabinde mescide giderek birinci ve ikinci halifenin de bulunduğu ortamda şunları söylemiştir;  
“Başkasının devesini damgaladınız. Sizin malınız olmayan hilafeti gasp ettiniz. Onu, sizin olmayan bir çeşmenin başına getirdiniz. Ahdinizden (Gadir-i Hum günündeki biatinizden) uzun bir zaman geçmemişti. Yazıklar olsun onlara! Onu (hilafeti) risalet kökünden (merkezinden) nübüvvet ve delalet temelinden, Ruh’ul Emin’in (Cebrail’in) indiği evden, din ve dünya işlerinde âlim olanın elinden çıkardılar. Bilin ki bu büyük ve apaçık bir hüsrandır.”  (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Fatıma eseri)
“De ki; Ben bu (peygamberliğimi tebliğime) karşılık, yakınlarıma sevgiden başka sizden hiçbir ücret istemiyorum.” (Şura 23) 
Bu ayet-i kerime Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin’i ve onların pak soyunu sevmek hususunda nazil olan “meveddet” ayetidir. Nitekim İmam Şafii, Ehl-i Beyt’i sevmenin farz olduğunu işaret ederek şu beyitleri söylemektedir;
“Al-i Muhammedi sevmek Rafızilikse eğer… Şahit olsun Rafıziliğime insanlar, cinler! İmam Şafii daha sonra Ehl-i Beyt hakkında inen meveddet ayetini işaret ederek şöyle diyor; Ey Resulullah’ın Ehl-i Beyt’i! Sizin sevginiz farzdır. Allah’ın indirdiği Kuranda da.” (İmam Ali sh:14)
İFTİRA -5 Muhammed Parsa şöyle yazıyor;
“Tirmizi hadisinde de Resulüllah’ın (sav) yine Ebu Huzeyfe’den rivayettir, “Benden sonra Ebu Bekir ve Ömer’e iktida edin” buyurmuştur. (Muhammed Parisa s. 499)
GERÇEK -5
Sakife toplantısının haberi kendisine ulaştığında Hz. Ali (k.v); “Ensar ne dedi?” diye sordu. Bizden bir emir, sizden bir emir olsun dediler, cevabını alınca;
“Onlara karşı Resulullah’ın (sav) Ensar’ın iyilerine iyilik yapılmasını, kötülerinin ise bağışlanmasını, vasiyet etmesini delil olarak getirmediniz mi?” diye sordu.
Bunda onların aleyhine nasıl bir delil var ki? Diye sordular. Hz. Ali (k.v); “Eğer emirlik onlarda olsaydı haklarında vasiyette bulunulmazdı.” Dedi. Ardından “Kureyş ne dedi?” diye sordu. Kendilerinin Resulullah’ın ağacı olmalarıyla delil getirdiler, dediklerinde Hz. Ali (k.v) şöyle cevap verdi; “Ağacı delil getirdiler ama meyveyi ihmal ettiler.” (İmam Ali Sh:365)
Hz. Ali (k.v) “Allah aşkına kim, Gadr-i Hum’da Benim hakkımda bir şey duymuşsa kalksın ve tanıklıkta bulunsun.” 
Orada bulunan 12’si Bedir Ashabından olan tam otuz sahabe ayağı kalkarak şöyle tanıklıkta bulundular; “Peygamber (sav) gözümüzün önünde Ali’nin elinden tutarak hailka şöyle buyurdu; Benim, müminlere nefislerinden daha evla olduğunu bilmiyor musunuz? Oradakiler; Evet, deyince de, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdular; “Ben kimin mevlası isem Ali’de onun mevlasıdır.”  
O cemiyette üş kişi tanıklık etmekten kaçındı. Bunlardan biri de yaşlandığım için unuttum, diyen Enes b. Malik’ti. Hz. Ali onlara özellikle de Enes’e şöyle buyurdu;
“Eğer yalan söylüyorsan Allah seni abraş hastalığına duçar kılsın ki, sarığınla da örtemeyesin.” Enes daha yerinden kalkmadan abraş hastalığına yakalandı…” (sh:366)
İFTİRA -6 Muhammed Parisa, Yahudilerin sonunda cennete gireceğini söylüyor. 
“(Allah) Ben-i İsrail’i dünyaya daha evvel çıkarmış, bu ümmeti sona bırakmıştır. Cennete girmekte ise bu ümmeti öne geçirmiş, onları sona bırakmıştır.” (Muhammed Parsa s. 508)
GERÇEK -6
“Kim İslâm’dan başka bir din ararsa ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahrette de zarar edenlerden olacaktır.” (Ali İmran 85)
“Yahudiler, ‘Uzeyir Allah’ın oğlu.’ dediler, Hıristiyanlar da ‘Mesih Allah’ın oğlu.’, dediler. Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları sözlerdir. Daha önce inkâra sapmış olanların sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasıl da saptırıyorlar!” (Tövbe, 30)
“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez.” (Maide 51)
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol