Nahl sûresinin 43. ve Enbiya sûresinin 7. ayet-i kerimelerinde, mealen, “Artık bilmiyorsanız zikir ehline sorun” buyurulmaktadır ki, “Zikir ehli” Âl-i Muhammed’dir (s.a.a). Nitekim Taberi, Cabir el-Cufi’den, bu ayet nâzil olunca Hz. Emirü’l-Mü’minin’in (a.s), “Biziz zikir ehli” buyurduklarını tahric eder. (17, 5).
Ahzab suresinin, “İnananlardan öyleleri var ki Allah’a verdikleri sözde sadakat gösterdiler; onların kimisi adağını ödedi; kimisiyse beklemede ve onlar özlerini, sözlerini hiçbir suretle değiştirmediler” mealindeki 23. ayet-i kerimesinin, Savaik’te (s.80) ve Nurü’l-Ebsar’da (s.97), İbn-i Sabbağ’ın Fusülü’l-Mühimme’sinden naklen, Ubeyde b. Haris, Hz. Hamza ve Hz. Ali (a.s) hakkında nazil olduğu bildirilir. Bu ayet, Hz. Emirü’l-Mü’minin’den (a.s), Kûfe’de, minberde hutbe okurlarken sorulmuş, “Benim, amcam Hamza’ınn ve amcamın oğlu, Abdülmuttalib oğlu Haris’in oğlu Ubeyde’nin hakkında nazil oldu; Ubeyde Bedir’de, Hamza Uhud’da şehid olarak adaklarını ödediler; bense, en kötü kişiyi beklemekteyim; buramı, burdan akan kanla boyayacak; habibim Ebu’l-Kâsım sallallahu aleyhi ve alihi ve sellemin bana ahdidir bu” buyurmuşlar ve mübarek başlarıyla sakallarını işaret eylemişlerdir.
Aynı sûrenin, “Gerçekten de Allah’ı ve Resulünü incitenlere Allah, dünyada da lanet etmiştir, ahirette de ve onlara horlayıcı, aşağılatıcı bir azap hazırlamıştır” mealindeki 57. ayet-i kerimesi de, Ali’yi (a.s) inciten ve söyledikleri kötü sözleri ona duyuran münafıklar hakkında nazil olmuştur. (Keşşaf; Esbabü’n-Nüzul, 279).
Saffat sûresinin, “Durdurun onları; onlardan şüphe yok ki sorulacak” mealinde ki 24. ayeti kerimesi, Deylemi’nin Ebu Said el Hudri’den tahric ettiği hadise göre, “Herkesten Hz. Ali’nin vilayeti sorulacaktır” tarzında yorumlanmıştır. Vakıdi’nin kabul ettiği yorum da budur; çünkü Allah, Şûra sûresinin 23. ayet-i kerimesinde, risaletin ecri olarak ancak Ehl-i Beyt’e muhabbeti emretmekte, kullarından bunu, bu sevgiyi istemektedir. (Savaik; s.89). Sevgi ise, inançta, kullukta, dünya ve din işlerinde, onlara uymak, onların yolunda yürümek, huyunu onlara uydurmaya çalışmakla olur; sözle sevgi, gösteriştir, yalandır.
Zümer sûresinin, “Allah’ın, İslam için gönlünü açtığı kişiye kim benzer ki o, gerçekten de Rabbinden bir nura nail olmuştur; yazıklar olsun Allah’ı anmaya karşı yürekleri kaskatı olanlara; onlardır apaçık bir sapıklıkta kalanlar” mealindeki 22. ayet-i kerimesi, Hz. Ali ve Hz. Hamza’yla Ebu Leheb ve evladı hakkındadır. Kalpleri, İslam için, Allah tarafından açılanlar Hz. Ali ve Hz. Hamza’dır. Allah’ın zikrine karşı yürekleri kaskatı olup apaçık sapıklıkta kalanlar ise Ebu Leheb ve evladıdır. Vahidi ve Ebu’l-Ferec de bu yorumda bulunurlar; Esbabü’n-Nüzul’de bu hususta bir hadis de vardır.
Yine Zümer süresinin, “Doğrulukla gelen kişiye ve onun doğru olduğunu tasdik edenlere gelince… Onlar çekinenlerin ta kendileridir” mealindeki 33. ayet-i kerimesinde, “Tasdik eden”, Ali’dir. ed-Dürrü’l-Mensur’da bu hususta bir hadis de zikredilmektedir.