TEVHİDİN MERKEZİ EHLİBEYT
'BEN İLMİN ŞEHRİYİM ALİ KAPISI DIR'

Cübbeli’den ‘palavralar’!






Köşemi Cübbeli palavralarıyla kirletecek değilim ancak ne yazık ki, bu palavraları  “din”  gibi gören ve algı operasyonlarına kurban gidenler var. Bunları uyarmak görevimiz.
ABD’nin İslam dünyasını  “Şii- Sünni”, ülkemizi ise “Alevi-Sünni” diye birbirine düşürmek için verdiği uğraşı, hepimiz biliyoruz. İşte tam da ABD’nin bu hesabına uygun icraatlar içinde olan iktidarı ve ona destek veren palavracıları da biliyoruz.
Boğaz’a köprü yapıyorsun ve bir isim vereceksin, yahu isim mi kalmadı?
Niye, ille de Yavuz Sultan Selim?
Biliyorsunuz ki, Yavuz ismi ülkemizde ve coğrafyamızda bir kısım Müslümanlar için, iyi şeyler hatırlatmıyor. 
Doğrudur, yanlıştır buna girmiyorum. 
Bu ayrı bir konu…
Niye ABD hesabına katkı da bulunuyorsun, birader?
İlle de padişah ismi mi koyacaksın, koy Abdulhamit!
Hatta koy Vahdettin!!! 
Niye Yavuz?
Bu inat niçin?
Hele ey cübbeli!
Sana ne oluyor?
Sen, ulaştırma veya içişler bakanı değilsin.
Açıklama yapmak sana mı düştü?
Anladık tamam, iktidarın cübbelisisin. Ama bu iktidarın ‘Hocaefendi’si de vardı bir zamanlar. 
İktidar için ölüleri bile “evet” demeye davet etmişti. ‘Çözüm Süreci’ni millete “kızılcık şerbeti” diye içirmişti. 
Bak, şimdi başına neler geldi.
Az, ibret al!
İlahi adalete inan.
Keserin ve sapın döneceğini, gün gelip hesabın döneceğini unutma!
Köprü ile ilgili açıklama sana düşmez dedik ama belli ki, senin de vazifelisin!
Alevi- Sünni gerginliği veya Şii- Sünni savaşı için görev almışsın!
Yoksa bu uğraş niye?
“Suriye’ye Türk ordusu girmeli, Esad’ı devirlemli, ölürsen şehitsin kalırsan gazi” açıklamalarını unutmadık. Vazifeli olmazsan, “o köprüden geçmem” diyenler için, “geçme, köprü rahatlar, biz çok geçeceğiz inşallah” demezsin. 
Dedin diyelim.
“Yavuz Sultan selim evliya, Resulallah onun önünde gitmese o Mısır çölünü geçebilir miydi!” beyanatına ne demeli?
 “Yavuz Sultan Selim olmasaydı bugün tüm bu coğrafya Acem palavralarıyla dolacaktı.” İfadelerini ya, başka nasıl yorumlayacağız?
Bu zaman da, bu mekânda, bu sözler için ABD’den iyi bir “aferin” alacaksın bence!
ABD istese, ayrılık ateşini bu kadar etkili körükleyemezdi.
Üstelik “palavra” üstüne, ne Arap, ne Acem, hiç biri senin eline su dökemez inan!
‘Yanmaz Kefen’ palavrasını acemler mi icat etti söyle? 
Youtube sizin palavralarınızla dolu, be!..
Ne demek “yanmaz kefen”?
“Yol-köprü-tünel yolsuzluklarında benim ‘yanmaz kefen’ime bürünen kurtulur” mu demek istiyorsun?
Cennette arsa satan papazları bile geçtin!
Youtube ta dinlediğim bir palavranı daha hatırlatıyim: “Zebaniler seni tutmuş, cehenneme götürüyorlar.  O anda, Nakşî tarikatının Halidiye kolundanım de, seni anında bırakırlar”  diyorsun. 
Yahu, el insaf!
Allah’a iftira etme!
Allah bilemedi veya melek yanlış adamı mı tuttu diyorsun haşa?
Bu nasıl bir din, nasıl bir tarikat ve yol, insafın kurusun e mi!..
Acem palavrası dediğin Şiilerin anlattıklarıysa eğer,onların hep ayet ve hadis kaynaklı, senin bu yalanın ne kaynaklı peki?
Hint sarığın ve Hint cübben bile, örtmez bu yalanını!
Üstelik
Nakşî tarikatını, Halidiye kolunu,geçmişte İngilizlerin “Duble Yol” ve “köprü” olarak nasıl kullandıklarını iyi biliriz.  
“Halidiye kolunda Barzani’de birleştiğini”, ABD’nin de bugün bu “yol” ve “tünel’den, “Büyük İsrail” inşaatına nasıl malzeme taşıdığını da yine biz biliriz.
11 meşrebi sufiyenin hemen hepsinin yol olarak velayetin Şahı İmam Ali’ye çıktığını ama çakma silsileli tarikatınızın, palavra ve rüyalara çıktığını da, biz biliriz.
Hakkında ayet ve hadislerin olduğu bir yola “palavra” diyen bu beyler, kendi rüya ve yalanlarına “Nakşi”, “halidiye” veya “ehli-sünnet” diyebiliyorlar.
Dedikleri “ehl-i sünnet” ne İmam-ı Azam’a çıkıyor, ne Gazali’ye direk İngiltere ve ABD’ye çıkıyor.
İmam Azam, İmam Şafi, İmam Gazali, Gadiri Hum hutbesine “gerçek” derlerken, bu kafalar, “Acem Palavrası” diyebiliyorlar.
Neyse çok azda Yavuz’dan söz edelim:
Taht için; baba, evlat, kardeş ve bebek öldürenlere ne denir? Diye bir soru sorayım önce.
Haklısınız, “katil” denir. Ama bizde bazı katillere, bazıları “padişah” diyor.
Yavuz herhangi bir yakınını öldürdü mü? 
Lütfen bir kez araştırın.
“Devlet için öldürebilir” falan, filan yorumlarını geçerek tabi…
Hakkında ayet olan bir konuda yorum yapılmaz. 
Devlet için adam öldürmek caiz diyorsanız eğer, o zaman Menderes’i asanlara niye kızıyorsunuz?
Onlarda bu iddiadalar çünkü…
Devlet için çocuk öldürülür diyorsanız, 12 Eylül’de yaşı büyütülerek öldürülen Erdal Eren için ağlayamazsınız.
Evren ve arkadaşlarını da bu konuda suçlayamazsınız.
Tabi eğer tutarlıysanız.
Bazılarına temel sorum şu: Padişah mı büyük Allah mı? 
Padişah nerden biliyor o bebelerin ileri de devlet için tehlike olacağını? Yavuz Mısır’a giderken peygamber onun önündeymiş!
Yalancının…
Kim görmüş?
Var mı, bir ayet veya hadis?
İşlerine gelmeyen konuda ayet ve hadis sorarlar ya, ondan ayet hadis soruyorum!
İnanın, tarikatları da böyle rüya ve palavralarla kurulmuş, kolları ve dalları da.
Sina Çölü’nde peygamber Yavuz’un önündeydi iddiası, peygambere yapılmış en büyük hakarettir.
Müslüman üzerine sefer yapılacak, insanlar kılıçtan geçirilecek ve önde de peygamber olacak!
Şu kafaya bak!
Olsa olsa, böyle icraatların önünde şeytan olur bre gafil!
Ya da günümüzde olduğu gibi şeytanı temsilen ABD olur. Yahut kukla ve temsilcileri…
Bu yüzden Suriye’ye sefer hazırlığı içindeler. 
Bu algıyı oluşturmak için köprü ismi Yavuz oluyor.
O yüzden de Cübbeli konuşuyor. 
Olay bu! 
Yavuz’un Mısır’ı işgalinde peygamberi önde göstermek, ihaneti gizleme palavrasıdır. Suriye’yi girerken önde ABD olduğunu gizlemek için ne yalan ve palavralar duyacaktık kimbilir.
 “Paralel Yapı”, ‘Türkçe Olimpiyatları’ dedikleri dansı izlemeye Peygamber gelmişti dememiş miydi?
Hepsi aynı kafa…
Ehl-i Beyt’in seçilmişliğine inanmayanlar, işte böyle, rüya, yalan, hayal ve palavralara inanırlar.
Bebek katillerine, kardeş ve evlat katillerine, “evliya”, İngiliz ajanlarına “pir” derler.
Yazık çok yazık!


Yavuz, hangi dinin ‘evliya’sı? 
  Epeydir, bu konuda bir yazı yazmayı düşünüyordum zaten. Padişahların evlat katli konusunda…
 Sadece evlat mı? Kardeş, yeğen,baba ve hatta bebeler… Nasip bugüneymiş! “Cübbeli’den palavralar” başlıklı Salı günkü yazımda, Cübbeli’nin “ Yavuz Sultan selim evliya, Resulallah onun önünde gitmese, o Mısır çölünü geçebilir miydi?” şeklinde ki zırvalarına karşılık, verdiğim cevaplar bazılarını çok kızdırmış. Bolca küfür mesajları aldım. Bunlara gerekli cevaplar verilecektir. Ama bazı kardeşlerimizin, samimi olarak sordukları “Yavuz Evliya değil mi?” veya “taht için evlat, kardeş, çocuk ve bebelerin öldürülmesi, devlet için olursa, niye caiz değil?” şeklindeki sorulara, cevap vermem gerekiyor. Ne yazık ki, sapık Dr. Rıza Nur’un, Atatürk’e yaptığı iftiraları bizlere “tarih” diye anlatanları dinlemekten, bazı Osmanlı padişahlarının “fetva” adında düzmecelerle yaptığı katillikleri(evlat ve kardeş, çocuk öldürmelerini) görmezden geliyoruz. Eğer Osmanlı’yı herhangi bir devlet, padişahlarıysa sıradan birer yönetici olarak görüyorsak, bir problem yok. Yani bir devletin doğru veya yanlış kanunları olabilir. Bu normal. İnsan da öldürür, çocukta, bebekte!.. Yok, eğer Osmanlı’ya “İslam”, padişahlara da “evliya” derseniz, o zaman iş değişir. Orda dur deriz! Taht için adam Müslüman öldürmeye, hem de peygamber evladını öldürmeye, “İslam” diyen ilk, Emeviler oldu. Yani Ümeyye oğulları, Muaviye ve Yezit oldu. Sonra Abbasiler, sonra da Osmanlılarla, bu anlayış devam etti. Tarihte ilk fetva da Sakife’de verilmiştir. Yani ortada ayet ve hadisler olduğu halde, bunları görmezden gelip, tevil ve yorumlara “İslam” deme geleneğinin temeli, Sakife’de atılmıştır. Bugün ki anlayışla ifade edelim: Ortada da bir anaysa var. Anayasayı es geçerek, genelgelerle büyük bir cinayet işleniyor. Olay bu… Allah’ın kitabı Kur’an ve peygamberin yüzlerce hadisleri adam öldürmeyi yasaklamış. Meşru müdafaa halleri hariç, adam öldürene “katil” der. Bu kural padişah içinde geçerli, şah içinde geçerli, padişahın “kullarım” dediği tebaa içinde geçerli. İki dünya bir araya gelse bu kural değişmez. Hz. Ali vuruştuğu kâfiri tam öldürecekken, kâfir onun mübarek yüzüne tükürür. Ali, onu öldürmekten vazgeçer. Niçin öldürmediğini kâfir sorduğunda ise “sen tükürünce araya nefsim girdi, nefsim için seni öldürmekten korktum ve vazgeçtim” der. Buna karşılık o insan, “bu ne güzel bir din” diyerek, Müslüman olur. Şimdi bunu biz tersinden soralım: Bu nasıl bir din ki, kuralları padişaha başka, kullara başka oluyor? Dinin aslı bu değil tabi ki… Yüzüne tüküren düşmanı “nefsim araya girdi” diyerek affeden anlayış nere, tahta oturacak diye bebeleri boğan padişahlara “evliya” diyen anlayış nere? Hangisi İslam? Geçtik evliyalığı!.. Katillikle, evliyalık arasında evren boşluğundan daha büyük bir mesafe var. Eğer taht için evlat öldürmeye “İslam” diyorsanız, ihtilallerde asılan yüzlerce insan için diyecek hiçbir sözünüz kalmaz. Çünkü onlarda devletin geleceği için astıklarını söylüyorlar. Devletin geleceği için padişah boğarsa caiz, ama asker asarsa günah! Bu anlayış oldukça çürük ve tutarsızdır. “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın” öğüdünü ne Osmangazi tuttu, ne de torunları. Osmanlı’nın kurucusu Osman Bey zamanından başlayarak Sultan Vahidettin’e kadar devrilen 17 padişah ve öldürülen sayısız şehzade var. Hemen hemen taht için yakınını öldürmeyen Osmanlı padişahı yok gibi. Osman Gazi, amcası Dündar Bey’i okla vurup öldürmüştür. İstanbul’u bize hediye eden Fatih, taht için kardeş öldürmeyi kanunlaştırdı. Sonra ki padişahlar, o yoldan devam ettiler. Hele ismini 3.köprüye verdikleri Yavuz babası dâhil sayısız çocuk öldürmüştür. Cübbeli gibiler bu kişiye “canım feda” diyor. Yetmiyor, bir de “Yavuz Evliya” diyor. O da yetmiyor, bana sövüyorlar. Dünyanın bütün âlimleri bir araya gelseler, bir ayetin hükmünü değiştirebilirler mi? Mesela, zina veya domuz etini “helal” yapabilirler mi? “Osmanlı” Müslümanlarına değil, İslam Müslümanlarına soruyorum. İlk olarak ağabeyi Şehinşah’ın oğlu Mehmet’i, ağabeyi Mahmut’un oğulları Musa, Emin ve Orhan’ı sonra ağabeyi Alemşah’ın oğlu Osman’ı boğduran Yavuz, nasıl “evliya” oluyor? Babasını bile öldüren Yavuz, hangi dinin ‘evliya’sı? Bunu bana biri açıklasın! İslam’dan başka bir dinde “evliya” olunmayacağına göre, İslam’dan başka “hak din” olmadığına göre ve İslam’da adam öldürene “ katil” dendiğine göre, Yavuz’a “evliya” diyenler, hangi dindeler? Açıklasınlar da bizde duyalım. Maksadımız asla tarihi şahsiyetlerimizi karalamak değil ama gerçekleri, 500 sene sonra halk dizilerde öğrenmemeli... Daha da önemlisi, birileri tahtına “İslam” diyerek kutsar ve tarihten referans alarak kardeşkanının akmasını “ak”larsa, onu hangi ölçü ile durduracaksınız? Veya Şiileri öldürmeye “fetva” verirse, buna “evliyalık” ve “İslam” derse, bölgede ABD’nin BOP’tan projelerine “Sünnilik” kılıfı giydirirse, buna cevabınız İslam Müslümanlığıyla mı olur, yoksa Osmanlıcılık palavralarıyla mı? Akıllı olun, lafın tamamı deliye söylenir!
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol